Yağışların yüzde 50 azaldığı Aksaray’da yağışsızlık çanları çalıyor

Yağışların yüzdelik 50 azaldığı Aksaray’dahi yağışsızlık çanları çalıyor

Tarım Mühendisleri Odası Başkanı Serkan Koray Ağabey:

“Şakası, lafı, sözü kalmadı. Imdi su bizim amacıyla ölmezlik derecesine mevrut tıpkı halde”

AKSARAY – Nüfusunun yüzdelik 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da susuzluk çanları çalıyor. Esbak yıllara kıyasla yüzde 50 yağış kaybı tüvana kentte üreticiler bozuk olurken, uzmanlar ise suyun beka derecesine geldiğini, halen aynı yağış olmayışının tehlikeli şekilde rekolte ve nitelik düşüşüne etmen olacağını söyledi.

Tarım ve hayvancılıkta ülke üretimine kırıcı katkılar sağlayıcı ve nüfusunun yüzdelik 80’inin ekincilik ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’üstelik yağışsızlık çanları çalıyor. Aile ayının sonuna yaklaşılmasına rağmen halen kar ve yağmur yağışı almayan kentte geçen yılların ortalamasına göre yüzdelik 50 yağış kaybı yaşanırken, ekincilik mühendisleri suyun bundan sonra ölmezlik derecesine geldiğinin altını çizdi. Kısaca 400 bin hektar tarım arazisi bulunan ve nebati istihsal miktarı açısından Türkiye’üstelik önceki 5’e giren kentte, bitkilerin üzerinde balya görevi görecek bellek yağmamasıyla birlikte ürünleri külot ahiz olayı üreticileri rahatsız ediyor.

“Bu yaşıma kadar böyle kurak tıpkısı sene görmedim”

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Serkan Koray Efe, Aile ayının sonuna gelinmesine karşın halen kar ve baran yağışı olmadığına dikkat çekerek, kuraklığın rahatsız eden tablosunu gözler önüne serdi. Bitkilerin akarsu ihtiyacı olduğunun altını çizen Başkan Ağabey, “Ufak Tefek çıkan farazilerde antipatik kabul etme riski var. Şu anda kar yağışıyla bu arada tıpkı yorgan vazifesi görmesi geçişsiz bu bölgede. Demincek kar yağacak. Ekini soğuğa cebin yorgan kadar eksiklik derecelerde sevimsiz almasına karşı koruyacak. Ayrıca adım adım eridiği amacıyla taban suyunu biriktirecek. Ferda bu bitkinin üs sistemi gelişmeyle bu arada akarsu ihtiyacı duyacak ve gelişimini hızlandıracak. Problem burada esasen. Ayrıca arkamızda gördüğünüz Hasan Dağı’nın şu anda tamamının karla kaplı olması lazımdı. Ancak henüz başında kar var etekleri saydam. Ben bu kadar yaşa geldim henüz hakeza kurak tıpkı sene görmedim. İnşallah sonumuz ömre bedel peki” diye niteleyerek konuştu.

“Su bizim için ölmezlik derecesine geldi”

Akarsu sıkıntısının temas sabık sene artarak bitmeme ettiğine aksan eden Başbuğ Serkan Koray Ağabey, “Üreticilerimizin özellikle doğrusu suyun olmadığı bu bölgemizde taban suyuna haddinden fazla özen etmesi, taban suyunu çok tetik kullanması gerekiyor. Çocuğumuzu, torunlarımızı düşünmemiz geçişsiz. Biz bu suları, toprakları onlara bırakacağız, onlar üretim yapacak. Bunun dışında artık herkesin kendine çeki akort vermesi lazım. Sistem önüne meseleyi koyup hazırlık alması geçişsiz. Bunun şakası kalmadı, lafı sözü kalmadı. Çıktı su bizim üzere kalıcılık derecesine gelmiş benzeri halde. Mecburen buna benzeri hal bulmamız gerekiyor. Tığ Türkiye namına akarsu fakiri ülkesi olmasak dahi su zengini elhak değiliz. Ama su fakiri olma yönünde çokça çabuk ilerliyoruz. Herkesin kendine gelmesi, bereketli düşünmesi gerekiyor. ‘Tığ bu suyu nasıl tasarruf ederiz? Bildirme modern sulama sistemlerine zahir geçeriz? Yabani sulamayı lacerem bırakırız?’ diye niteleyerek. Dolaşma çağ kötüye gidiyoruz, sene sene kötüye gidiyoruz. Daha daha çok hangi olması gerekiyor bilmiyorum. Çok şişman sıkıntılarımız var. Bu azimet tabii kim bizim verimlerimizi etkileyecek, rekoltemizi düşürecek, ürünlerin kalitesini düşürecek, hele amma velakin bile gelirimiz düşecek. Bununla ait hep tedbirleri almamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Karın, ekinlerin üzerinde emsal vazifesi görmesi gerektiğine ve böylecene hem soğuğa karşı himaye hem de ayak tabanı toprağını ahretlik işlemi görmesi gerektiğine değinin Komutan Kaptan, “Kar yağacaktı demin, kar yağdığı antlaşma bedel vazifesi görecek. Ekinler eski olacaktı. Kar, bitkilerin üzerinde emsal gibi antika olacaktı. Olabilecek eksiklik 5-10 gibi durumlarda ekinlerimiz, hububatımız sevimsiz almayacaktı. Artı o karlar ağır ağır eriyecekti, aya suyunu az buçuk yükseltecekti. Şu anda ekinlerin 1 parmak nemi varsa 1 karış altta bariz tarla var. Güzeşte kim yağan ufak ayrımsız yağışta belli belirsiz nemlenmiş. Onun dışında aya toprağı ağız ağıza besbelli. Bu bitki ferda akarsu isteyecek, beslenecek, olmazsa da daha çok verim kaybı olacak” ifadelerini kullandı.

Yağış oranında yüzde 50 düşüş yaşandı

Kültür Mühendisi Emrah Karaaslan ise yağışların ciddi oranda düşüş gösterdiğini belirterek, yağışların böyle devam etmesi halinde verim ve rekolte düşüşü yaşanacağını söyledi. Üreticilerin rahatsız halde beklediğini kaydeden Karaaslan, “Bölgemizin uzun yıllardır yıllık ortalama yağışı 350-360 milimetre civarlarında. Geçtiğimiz 2021 yılının Ekim ayından 2022 yılının Teşrinievvel ayına büyüklüğünde haddizatında sağlam aynı sevgili yoktu yağış açısından. Seçme husus çokça iyicene gidiyordu. Amma serencam 3 mahiye sezonda, Teşrinievvel, Son Teşrin ve Mesafe ayındaki yağışların azlığı çiftçilerimizi, üreticilerimizi, tığ tarım mühendislerini karmakarışık ekmeye başladı. Söz Gelişi geçen sene Meyan ayındaki yağmur miktarı 55-60 milimetre civarında iken, bu yıl Boşluk ayındaki yağmur miktarı 22 milimetre civarında. Yani geçen yıla bakarak yüzde 50 yağış üstüne eksilme gerçekleşti. Mabeyin ayının etraflı yıllar ortalaması 47 milim civarında. Yani geçen sene yağış ortalamasının üzerindeydi amma bu sene sabık yola bakarak yüzde 50 azalma var. Bu da çiftçilerimizi gerek istemez önümüzdeki eyyam açısından karmakarışık etmekte. Eş ayının ortalarındayız. Yağışın yağmaması, bu süreçten sonra de yağmamaya devam ederse üretim açısından mahsul ve nitelik kayıpları beklenebilir” açıklamasında bulundu.

Share: