Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay: “Tarihsel anlamda Troya Savaşı’na tevakki etmek gösterilmiş”

Dr. Akademisyen Mithat Atabay: “Tarihî anlamda Troya Savaşı’na çekinmek gösterilmiş”

ÇANAKKALE Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İnsani ve Cemiyet Bilimleri Fakültesi Zaman Bölümü Akademisyen Dr. Mithat Atabay, 1915 yılındaki Çanakkale Savaşları sırasında 3 bin yıl geçmiş Troya Ören Yeri’nde yaşanan Troya Savaşları’ndaki kahramanlarının mezarlarının 1915 yılındaki kahramanlar marifetiyle nazikâne anıldığını söyledi. Atabay, “Çarpışma 1915’te bitmeme etmesine karşın tarihsel anlamda Troya Savaşı’na imtina etmek gösterilmiş” dedi.

Çanakkale merkeze mecbur Tevfikiye köyü sınırları içerisinde vadi düz Troya Örenlik Yeri, UNESCO’nun 1998 yılında ‘Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aldığı 5 bin 600 yıllık medeniyete eş sahipliği yapıyor. Tarihte savaşlar, yangınlar ve depremlerle defaatle misil yıkılıp yeniden kurulan Troya Harabelik Yeri, Troya ve Çanakkale Savaşları sırasında, asar ve mezarlar askerler marifetiyle bozma edilmedi. Çanakkale Savaşlarında deniz ve kara savaşları sırasında 3 bin sene önceki Troya Savaşları’nın yaşandığı Troya Ören Yeri, askeri anlamda Türk askerleri vasıtasıyla dikiz gayeli kullanıldı. Troya Örenlik Yeri’nde Troya Savaşları’ndan kalma Akhilleus ve Patroklos mezarları bulunuyor.

ÇOMÜ İnsani ve Toplum Bilimleri Fakültesi Çağ Bölümü Akademisyen Dr. Mithat Atabay, “3 bin sene ilk Troya Savaşları, Anadolu tarafındaki zaman Troya Harabelik Yeri’nin geçtiği yerde gerçekleşti. Haricen gelen istilacılara karşı Anadolu halkları birleşerek bu istilacıları yenmişlerdi. 1915 yılında bu yol gene dışardan mevrut istilacılar, İstanbul’u ele buyurmak ve Rum’ya tamamen bilge oluşmak amacıyla yeni bire bir uğraş başlattılar. Bu çarpışma tarihe Çanakkale Savaşları namına geçti. Bu savaşların geçtiği sahaların ayrımsız kısmı de esasen Troya Ören Yeri’nin bulunduğu yerde olmuştur. Demincek iki cidal beyninde acaba kuşkusuz tıpkı paralellik vardı yahut batılılar illet acaba Troya’ya ehemmiyet vermekteydi, buna çalmak geçişsiz. Batılılar Homeros’un yazdığı destana binaen kendilerinin kökenlerini Rum topraklarında görmekte ve bu bağlamda da alelhusus boğazı teftiş etmek ve İstanbul’u ele geçirmek üzere tarihî anlamda bu hikayeye atıp yapmaktadırlar. Bizim Milat’tan ilk 3 bin sene önceki gerçekleşen Troya Savaşı’nın geçtiği olayları ele alarak tıpkısı senaryo ile bu misil 1915 yılında hücum gerçekleştirmişlerdir. Bu saldırı çevresinde garplı güçlerin alelhusus Troya Savaşları sırasında kullandıkları isimleri, gemilere vermişler. Yine alelhusus oradaki alplık gösteren kişilerin isimlerini kalabalık birlikte çeşitli yerlere vererek bu planı gerçekleştirmiş bulunuyorlardı” dedi.

Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay, konuşmasının devamında ise şöyle devam etti:

“1915 yılına geldiğimiz antlaşma savaşlar burada başladığında özellikle Troya kahramanları ile ait olarak onların mezarlarının bulunduğu yerlere Türk birliklerinin dikkat gösterdiği ve onların bozulmasını istemedikleri anlaşılmaktadır. İstanbul’de mevcut kuma karargahta yani Alman ve Türk Genelkurmayı’nın ortak Karargah-ı Umumi denilen Karargahta 1915 yılında ayrımsız alfabe gönderilmiştir, buradaki komutanlığa ve orada alelhusus Aşil’in mezarının bulunduğu, o dönemde çukur yerinin bulunduğu, oyuntu yerinin tıpkısı gözetleme yeri namına kullanılıp, kullanılmadığı ve fek edilip edilmediği sorulmuştur. Buradaki birliklerden verilen yanıt; ‘Hayır burası nakız edilmemiş ve özenle korunmuştur.’ Buradan şu sonucu çıkarabiliriz. Cenk 1915’te devam etmesine karşın tarihsel anlamda Troya Savaşı’na içtinap etmek gösterilmiş. Oradaki kahramanlar, 1915 yılındaki kahramanlar aracılığıyla dahi saygıyla anılmıştır. Bugün burada bulunan o mezar yerleri bibi 2022 yılında bile varlıklarını bitmeme ettirmekte ve kahramanlar bu toprakların kahramanları, günümüzde de unutulmamış ve kurmaya bitmeme edilmektedir” diye niteleyerek konuştu.

Share: